Henri de Toulouse-Lautrec



Aristokrat bir aileden gelen Henri de Tolouse-Lautrec'in; resim konusundaki büyük yeteneği henüz çocuk yaşlarda, çizdiği karikatürlerle belli oldu. Akraba evliliğinden kaynaklanan bir nedenle, ne olduğu saptanamayan genetik bir hastalığın yarattığı kırılgan kemikler yüzünden, 1878 ve 1879 yıllarında acı veren bir tedaviyle boy uzatma çabaları sonucu; her iki bacak kemiklerinin kırılmasıyla kısa boylu kaldı.

Moulin Rouge'da Lautrec
Sakat kalmasıyla; annesi ondaki resim yeteneğini keşfetti. Babasından göremediği desteği annesinden alan Lautrec, klasik anlayıştaki resmi değil, "poster" temeline dayanan ressamlığa yöneldi. Seçimi onu başarıdan başarıya götürdü, ünü bütün Paris'e yayılan Lautrec'in posterleri duvarlardan kapışıldı. Henüz 17 yaşındayken denemelerinin sayısı 2400'ü bulmuştu. Emile Bernard, Van Gogh gibi ressamlarla tanıştı, empresyonist akıma kapıldı. 1894–1897 yılları arasında Avrupa’yı dolaştı, bir çok sergi açtı. Ancak gerçek ününe, Moulin Rouge müzikholünü anlatan resimler yaparak kavuştu. Babasıyla olan geçimsizliği ve engelli halinin verdiği bunalımlarla alkole sığınan sanatçı, genelev çalışanlarını çizmeye, giderek, geneleve yerleşip orada yaşamaya başladı. Frengi hastalığına tutulan Tolouse-Lautrec, genç yaşta öldü.

Yatakta adlı eseri, 1893
Henri de Toulouse-Lautrec'in, henüz ölmeden Louvre müzesinde yer almaya hak kazanan ilk ve tek sanatçı olduğu iddia edilir.